İzzet Efendi Çay Evi

Çengelköy’e uzandı yolum, benim için anısı anlamı hep başka olan bu güzel semte. Kerime Hatun Sokak desem çoğunuz anlamazsınız, anlamlı gelmez size belki. Benim için anısı, acısı yıllar sonra bile sızıdır içimde… Sokağın yukarı kıvrılan yokuşunu ağlayarak kaç defa çıktım ben de bilmiyorum. Yokuşların çıkışı her zaman güzel anılara gitmiyor, ne yazık ki…

Bunca seneden sonra bugün ilk defa o sokağın anlamı değişti benim için. Avrupa seyahatlerinden  minik keselerde satılan aromalı meyve çayları ile dönüyorum eve. İstanbul’da bir “tea house” ziyareti yapmayalı da yıllar olmuştu. Bugün arkadaşımla denediğimiz bu küçük çay evinde enerjimiz tavan yaptı desem yeridir. Üstelik sadece bir çay evi değil burası, 80’den fazla çay çeşidini koklayarak sipariş verebildiğin, yanında sana eşlik edecek arkadaşın yoksa kitapların yardıma koştuğu, çayın hikayesini sevgiyle anlatan ve sana kalış süresi boyunca eşlik eden güler yüzlü çalışanların olduğu bir konuk evi.

Adını 1800′ lerin sonunda Basra valisi olan Osmanlı siyasetçisi İzzet Efendi’den alan mekanın akrabalığını sordum önce. Hiçbir akrabalıkları yokmuş, Vali olduğu yıllarda bahçesinde çay yetiştiren ve dünyanın dört bir yanından farklı çay türlerini derleyip toplayan bu kişi aynı zamanda bunların hikayelerini içeren bir kitap yazmış. Mekanın sahibi 1878 yılına ait “Çay Risalesi” adındaki bu kitabın basit bir versiyonunun Türkçe’ye çevrildiğini ancak kendilerinin daha kapsamlı bir çalışmaya hazırlandıklarını söyledi. Üstelik İzzet Efendi’ nin torunlarına ulaştıklarını, mekan için onlardan övgü ve teşekkür aldıklarını, bunun da kendileri için çok anlamlı olduğunu anlattı. Çay Risalesi’ nin içinde ” keyif veren çaylar, mevsimlik çaylar, şifa veren çaylar” gibi kategoriler olduğunu öğrendiğimden beri henüz çıkmamış Türkçe kopyasını merak ediyorum.

Çayı burada elle, gözle ya da menüden değil, koklayarak sipariş ediyorsun. Küçük kavanozların üstünde hangi ülkede yetiştiği ve içeriği yazıyor. Çin’den, Hindistan’dan, Mısır’dan, Güney Amerika’dan gelen yaklaşık 80 çeşit çayın arasında kaybolduk önce. Konuya hakim bir “çay uzmanı” nelerden hoşlandığımızı sorarak bize önerebileceği seçenekleri önümüze koydu. Ben sonunda çikolatalı nane çayını seçtim, çikolataya hep düşkündüm zaten. Aroması, kokusu bu satırları yazarken bile halen burnumda tütüyor.

Sonra çayımın hazırlanıp servis edilmesi için kitaplar arasındaki küçük ve samimi masaya geçtim. İçerisinin İngiliz stili çay evlerindeki zerafeti aratmayacak bir ortamı var. Masadaki dantel servisin üstüne küçük bir tea light ısıtıcı geldi. Her çayın yetiştiği bölgeye göre belli bir hazırlanma süresi ve hazırlanınca içine konduğu porselen demlik ile bir kaç dakika bekletilme zamanı varmış. Çay uzunca kaynatılmamalı, taze hazırlanmalı ve servis edilmeliymiş.  Bu süre dolunca çay uzmanı servisini yapıyor, özenle doldurduğu fincanın boşalınca yenisi ile tazeliyor ve sana da tamamen keyfini çıkarması kalıyor. Dileyenler için cheesecake, çikolatalı kek, Balkan böreği, tiramisu gibi tatlılar da var. 3 kişi – 3 demlik çay, bir tiramisu, bir çikolatalı kek için 51 TL hesap ödedik ( 14.4.2016 ) Bence oldukça makul bir fiyat zira her demlikten büyük boy iki fincan çay çıkıyor.

Bir sonraki gidişimde Orange Blossom ya da Milky Oolon çaylarını denemeye niyetliyim.

Gittim, gezdim, denedim, fotoğrafladım. İyi ki açılmışsın Çaycı İzzet Efendi! Yakında online çay satışı da başlayacakmış, harika bir fikir.

Adres: Kerime Hatun Camii Sokak. No:7-A Çengelköy

Tel: 0533 346 15 33

Yorum bırakın